ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATININ DEĞERİ

  Çocuk ve genç penceresinden bakılınca günümüz dünyası alabildiğine zengin, eğlenceli, karmaşık ve korkutucu bir öğrenme ortamıdır.Bir yanda ,bin bir çeşit yiyecek, giyecek,bin bir çeşit oyuncak, bin bir çeşit olay, bin bir çeşit kitap,bin bir çeşit müzik, bin bir çeşit eğlence,diğer yanda savaşlar, ölümler, doğal afetler ,açlıklar,yoksulluklar,umutsuzluklar,korkular,korkular,korkular…
   Bir yanda doğruluk dürüstlük,çalışkanlık,gibi erdemler, diğer yanda paranın ,silahın ve kasın gücüne olan tapınma.
  Çocuk ve genç intiharlarının,   depresyonlarının,çocuk bombacılar ve genç katillerin katlanarak arttığı dünyamızda bu karmaşanın payı büyüktür.
  Bence günümüzde çocuk ve gençlik edebiyatı hiçbir zaman olmadığı kadar önemli ve değerli bir eğitim aracına dönüşmüştür.Sorumluluğu ve görevi her zamankinden büyüktür.Çünkü  Lukens’inde dediği gibi“Edebiyat ,okurda, yaşamın bir bütün ve anlamlı olduğu duygusunu yaratır.”
   Çocuklarımıza ve gençlerimize yaşamın bütünlüğünü ,anlamını ve güzelliğini öğretebilmek ,onları yaşama sağlıklı bir gelişimle hazırlayabilmek için, edebiyat hiç vazgeçemeyeceğimiz ve çok özenli bakmamız gereken bir sanat ve bilim dalıdır.
   Ancak bu çok değerli sanat ve bilim alanı,  bir dizi sorunu da içinde barındırmaktadır.Ülkemizde çocuk ve gençlik edebiyatı yıllardır inanılmaz bir aldırmazlıkla başı boş bırakılmış, adeta yok sayılmıştır.
Eğitimbilimciler,sosyologlar,psikologlar,sanatçılar hasılı çocukluk ve gençlik kültürüyle doğrudan ilişkili yetişkinler bilimin ve sanatın işbirliği ve güç birliği yapmasını ülke çapında sağlayamamışlardır.
  Ne, zaman ki tüketim kültürünün doğal sonucu olarak çocuk kitaplarının kolay satılan bir ürün olduğu fark edilmiş,ne zaman ki çocukluk ve gençlik çağlarında kullanılan eğitim araçlarının geleceği yarattığı fark edilmiş, işte o zaman çocuk ve gençlik edebiyatında yayın anlamında bir patlama ile karşılaşılmıştır.Bu patlama zaten mevcut olan  sorunları, bir sorunlar yumağına dönüştürmekte gecikmemiştir.
  Yetişkin dünyasının, vahşi kapitalizmin çıkarlarına göre koşullanmış her türlü ideolojisi çocuk ve gençlik kitaplarına yansımaya, sorunlara, sorunlar eklemeye başlamıştır.Küresel sermayenin güdümünde değişen toplumsal ve bireysel değerler en önce dili bozarak, yasaklayarak, yozlaştırarak  gelişmekte olan zihinlere adeta çakılmaktadır.
Yeni yetişmekte olan çocuklarımızın ve gençlerimizin edebiyatın sihirli gücünden yoksun, düşsüz, geleceksiz, tüketime yönelik değerlerle kaplanmış yürekleri ve zihinleri onları gelecekte ya topçu, ya da popçu olmaya,mafya içinde yer alarak aidiyet duygularını tatmin etmeye özendirmekte gecikmemiştir.
.  Halkevlerinin , köy enstitülerinin,öğretmen okullarının kapatılmasından sonra,ezberci eğitim sisteminin beyinleri yarışlara koşullu ,medya kültürünün yürekleri tüketime koşullu olarak büyüttüğü çocuklar ,yıllardır ülkemizde yönetenler veya yönetilenler olarak yaşamlarını sürdürmektedirler.Edebiyatın sihirli gücünden uzak kalmış zihinlerin ve yüreklerin yetişkinlere dönüştüğü günümüzde doğal sonuç olarak  şiddet ,iletişimsizlik ve sorun çözememe her geçen gün daha fazla artmaktadır.
  Çocukluk ve gençlik  nasıl  süreçlerdir? Çocuk gelişimi nedir?Nasıl oluşur?  Hangi süreçlerden geçer?Genç nasıl bir varlıktır? Çocuklukta ve gençlikte alınan travmalar, yetişkin olunca nelere dönüşür? Çocuklukta kazanılan doğru davranışlar nasıl yetişkinler oluşturur? v.b.bir dizi soru ve yanıtları... yaklaşık 50 yıldır önemsenmemektedir.
   Yetişkin dünyasındaki çocuk ve gençlik edebiyatını  önemsememe,çocukları ve gençleri birer tüketim metaı ve yetişkinlerin beynindeki ideolojileri bir sonraki kuşağa aktaracak hamurlar olarak algılama tavrı,çocuk ve gençlik edebiyatındaki sorunların temel nedenidir.

   Günümüzde  bu temel  nedenin doğurduğu  sorunların bir çok yan nedenleri kendiliğinden oluşmuş ve adeta kemikleşmiş,yeniden yapılandırılması çok zor bir oluşum yaratmıştır..Her neden bir sorunu yaratırken beraberinde diğer sorunlarında oluşmasına katkı koymakta ve sorunlar karmaşık bir yumak haline gelmektedir.Sebepler sonuçları,sonuçlar sebepleri beslemeye devam etmekte ve yumak her geçen gün biraz daha büyümektedir.Çocuk ve gençlik edebiyatındaki sorunlar yumağına şöyle bir baktığımızda ,ilk akla gelenler eğitim sistemimizin kendisi, aile yapıları, toplumsal ortam ,yayınevleri, yazarlar, ressamlar , kitap evleri ,edebiyat dergileri, gibi başlıklar altında sıralanabilir.
.Çocuk ve gençlik edebiyatı alanında pedagojik formasyon sahibi, çocuk kültüründen haberdar eleştirmen yokluğu ,edebiyat dergilerinin kendi bindikleri dalı kesmek pahasına çocuk ve gençlik edebiyatının sorunlarına sayfalarını ayırmaması ,eğitimcilerin edebiyatın sihirli gücünden bihaberliği,sorunların yok sayılmasını sağlamaktadır.
Bu gün çocuk yazınında karşımıza çıkan  fiyat, pazar, görsellik,  konu, sözcük seçimi ve tümceler,düzeye uygunluk, anlatım, ileti ve dil sorunları çocuklarımızın gelişiminde bir kısır döngü yaratarak kendini tekrar etmekte, kuşakların kimlik oluşumunda adeta bir çığ etkisi yaratmaktadır.
  Jodge Luis Borges “İnsanın türlü araçları arasında en şaşırtıcı olanı,hiç kuşkusuz kitaptır.Mikroskop ile teleskop, görme yetimizin uzantısıdır.Telefon sesin uzantısıdır.Saban ile kılıç insan kolunun uzantısıdır.KİTAP İSE BAMBAŞKA BİR ŞEYDİR.İNSAN BELLEĞİ İLE DÜŞ GÜCÜNÜN UZANTISIDIR” diyor.
   Türü ne olursa olsun  biz yetişkinler tarafından yazılan, basılan, resimlenen, dağıtılan, her çeşit çocuk ve gençlik edebiyatı ürünü, çocuklarımızın düşlerini yok etmemek, tersine beslemek durumundadır.Yetişkinlerin belleği ile çocukların düşlerini birleştirebilen çocuk ve gençlik edebiyatı eserlerinin ölümsüzlüğü bundandır.Çünkü insanın diğer canlılardan en büyük farkı düş kurabilme özelliğidir.
   Tüketim kültürü  bütün silahlarıyla çocuk kültürünü yok etmekte; dolayısıyla insanlığın düşlerini çalarak,dilini bozarak,  sermayenin düşlerini  silahla, şiddetle, kanla gerçekleştirecek bireyler yaratmak için edebiyat gibi, sinema gibi en etkin sanatları kullanmaktan sakınmamaktadır.
  Bize düşen sorunlarımızı tek tek ele alıp,nedenleri ve çözüm önerilerimizle birlikte önce tartışmak, sonra şimdimiz ve yarınlarımız için çözme koşullarını yaratmaktır. Biliyoruz ki sorun nerede ve nasıl olursa olsun çözüme giden yol, sorunun varlığını kabul etmekle başlar.
Çocuklarımızın ve gençlerimizin barış için, çevre için,  aşk için, sevgi için, dayanışma için,bağımsızlık için düş kurabilmesinin yolu çocuk edebiyatının değerini fark etmekten geçer.Unutulmaması gereken “Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti”nin de genç Mustafa Kemal’in ve yandaşlarının düşü olarak kurulmuş olmasıdır.Şimdi artık mesele kurulmuş olan Cumhuriyeti koruyup koruyamayacağımız da,geliştirip geliştirmeyeceğimiz de,emperyal güçlere teslim edip etmeyeceğimizde…
  Eğer teslim etmeyeceksek; dönüp çocuklara ve gençlere sunduklarımıza bir bakmakta ve sorunları birer birer ama tüm disiplinlerle bir arada çözebilmekte düğümlenmektedir.
    Edebiyat dünyamıza gelir gelmez bana göre en acil sorunlarımızdan birisi olan; çocuk ve gençlik edebiyatına sayfalarını ayırdığı için Afrodisyas-Sanat dergisini çıkaran Karacasu Geliştirme ve Eğitim Vakfını,sorumlu yazı işleri müdürü Sayın Tahsin Şimşek’i,yayın yönetmeni Ahmet Zeki Muslu’yu kutluyor , başarılar dileyerek, kendi adıma, çocuklar adına,gençler adına teşekkür ediyorum.

                                                                                Nevzat Süer Sezgin
                                                                                  Eğitimci
                                                                               

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder