YEŞİL BARIŞ MASALI

Bir varmış bir yokmuş,develer düzü severmiş.
Çiftçiler ekin ekermiş.Yel üfürür, su götürür,yelkenliler dolaşırmış denizde.
Dağda yaşayan bilir mi denizi görmeden ?
Denizle benizi ayırırmı ki bilmeyen? Ben deniz diyorum, o beniz anlıyor,her sözü boşa dinliyor.Ben diyorum balıkçılar balık tutar denizde.
O söylüyor balık diye diye renk kalmadı benizde.
Üstelik köpeğe tasma, asmaya asma gerek.
Asmayı aşılayalım, masalla başlayalım.
Ben bilirim, ben bilirim, ben tuhaf bir masal bilirim.
Ama nerden öğrendiğimi bilmem.Çizgi filmde mi seyrettim, yoksa çizgi romanda mı gördüm?
Belki de bir kitap da okumuşumdur.
Çünküüü bu masalı bana kimse anlatmadı.
Neden mi? Korktu da ondan.Üzülürüm diye mi korktu, umutlanırım diye mi korktu,
Yoksaaa masallara saçma  derim sandı damı korktu?
Bilemem...
İnanır mısınız, inanmaz mısınız onu da bilemem...
Çoookkk eski zamanlarda  uzayda dünyamıza benzer bir gezegen varmış.
İlk zamanlarda insanlar, hayvanlar, bitkiler mutlu mutlu yaşarmış.ağaçlar ulu, çiçekler canlı, havası temizmiş.Gel zamaannn git zaman, insanoğlunun aklı diğer canlıları geçmiş.Akıllandıkça makineler icad etmiş.Ama ne makineler...ağzından ateş saçan, değdiği varlığı deviren.Saçtığı ateşle etrafını yakan ... adına teknoloji demiş.sular kirlenmiş, ağaçlar kesilmiş, insanlar zehirlenmiş, hayvanlar tükenmiş, çiçekler solmuş.Artık yeni doğan
bebeklerin bile benzi soluk, nefesi darmış.teknoloji  ilerledikçe insanlar aç kalıyormuş.
Aç kaldıkça ne yapacağını bilemeyen insanlar , bu gidişe çok üzülseler de ,bir yandan birbirlerini yemeye başlamışlar., bir yandan tanrılara daha çok dua etmeye başlamışlar.Ama nafile tanrılar seslerini duymuyorlarmış.Fallar işe yaramıyormuş.Gezegen gün günden daha  kötüleşiyormuş.

Birkaç genç bir araya gelmiş, düşünmüşler araştırmışlar, gezegenin eski zamanlardaki halini öğrenmişler..En sonunda insanlara başlarına gelen  felaketlerin sorumlusunun şu her gün, bir şeyleri alıp verirken kullandıkları para olduğunu anlamışlar.Anlamak yetmezmiş, bunu insanlara da anlatmak gerekirmiş.Nasıl,nasıl yapmalı da insanlara anlatmalı... aylarca yıllarca bunu düşünmüşler.kitaplar yazmışlar olmamış.Sultanlar devirmişler olmamış.Filmler çekmişler olmamış.
En sonunda nerede gezegene dolayısıyla canlılara zarar veren bir iş yapılıyorsa, oraya gitmeye, orada kendi canlarını tehlikeye atarak insanların dikkatini çekmeye karar vermişler.
Tutuklanmışlar, işkence görmüşler, yılmamışlar.Yılmadıkça çoğalmışlar.Çoğaldıkça çoğalmışlar.Kendilerine Yeşil barış (Greenpeace) adını takmışlar.
O zamandan beri uğraşıp dururlarmış.
Bir vardı, bir yoktu...
Tanrının kulu çoktu...
Bilgiye ekle görgüyü yaşamak için.Yaşamada yeni bir aşama için.
Dolaş Hanya’yı Konya’yı sen sen ol düşle yeni dünyayı.
Yeni dünya düş ister, masallar gülüş ister.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder