Bilgi Toplumunda Eğitim

BİLGİ
İnsan aklının alabileceği gerçek olgu ve ilkelerin tümüne verilen ad.
  • Bir konu ya da iş alanında öğrenilen veya öğretilen şeyler.
  • Bir şeyden haberi olma durumu
  • Araştırma gözlem ya da öğrenme yoluyla elde edilen gerçek.
  • İnsan zekasının çalışması sonucu oluşan düşünsel ürün.
  • Fels)Genel olarak ve ilk sezi durumunda zihince kavranan temel düşünüler.
  • Fels)Bir yargılama yapabilmek ve bir yargıya varabilmek için gereken öğelerin her biri.
  • (Bilişimde) Kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam.
BİLGİ EDİNMEK: İlgili konuda bilgi almak, bir durumu öğrenmek.
BİLGİ BİLİM: Bilginin kaynaklarını, dayanağını, özelliğini, yöntemini, güvenilirliğini ve sınırlarını araştıran felsefe dalı.
BİLGİ KURAMI: EPİSTEMOLOJİ
BİLGİ BİLİMCİ: Bilgi bilim çalışmaları yapan felsefe bilgini.Epistemolog.
BİLGİÇ: Çok bilgili kimse. Bilgiç bilgiç (Çok biliyormuş gibi yapan.)
BİLGİ İŞLEM: 1-Bilgisayarda veri üzerinde işlemlerin düzenli bir biçimde yürütülmesi işi, bilgisayar uygulamaları, bilgisayarların çalıştırılmasıyla ilgili bilgi ve yöntemlerin tümü. 2-Bilgisayar kullanıcısına yararlı bilgiler sağlamak amacıyla veriler üzerinde yapılan işlemler.
BİLGİSAYAR: Önceden belleğine yüklenmiş bir yazılıma göre komuta edilerek, çok sayıda ve karmaşık mantıksal, aritmetiksel işlemlerden oluşan bir işi çok kısa süre yapıp sonuçlandıran aygıt.
BİLİM: 1-Evrenin, evrendeki olguların ve olayların bir bölümünü ele alıp bir takım yöntem ve deney yolları kullanarak ve gerçeğe, gerçekliğe dayanarak, bir takım yasalara ulaşan bilgi yolu, düzenli tutarlı bilgi. 2-Yöntemle elde edilen ve uygulamayla doğrulanan, her zaman ve her yerde geçerlik ve kesinlik nitelikleri taşıyan yöntemli ve dizgisel bilgi. 3-Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkarak belli bir amaca yönelen bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci.
BİLİM KURGU: Çağdaş bilimin verilerinden yola çıkılarak, bilimin düş gücüyle birleşmesiyle oluşan, genellikle gelecekte ya da evrenin, uzayın bir başka yerinde geçen olayları anlatan, öykü, roman, film v.b. anlatım tarzları.
BİLİNÇ: İnsanın kendisini, çevresini ve olup biteni tanıma, algılama, kavrama fark etme yetisi.
  • Algı ve bilgilerin zihinde duru ve aydınlık olarak izlenme süreci.
  • Bir topluluğun ruh etkinliğinin, ruhsal durumunun tümü.
  • Temel algılayış biçimi, temel görüş.
BİLİNÇ ALTI: İnsanda, bilinç dışı olmakla birlikte, kapsamında olanların istendiği zaman bilince çağırılabildiği zihin bölgesi.Kişide bilince inmeyen olayların geçtiği varsayılan iç.
BİLİNÇ DIŞI: İnsan ruhunun baskı altında tutulan isteklerine bağlı düşüncelerinin oluşturduğu, bilince ulaşamayan bölümü.
TOPLUM: Bir arada yaşayanların oluşturduğu canlılar topluluğu.
PARADİGMA: Aynı söz zinciri içinde, birbirinin yerini alabilecek olan ve zorunlu bir karşıtlık ilişkisi kuran öğelerin oluşturduğu bütün.
PARADOKS: Kökleşmiş inançlara aykırı olan düşünce, kanı ve duygu.
DEĞİŞEN  DÜNYA DÜZENİ, İKİ YÜZLÜDÜR.
BİR YÜZDE,
ENFLASYON, RÜŞVET, ÇETELER, İŞSİZLİK, ÇEVRE KİRLİLİĞİ, ÇARPIK KENTLEŞME, AÇLIK, SUSUZLUK, CİNSEL SORUNLAR,
CİNSİYET AYRIMCILIĞI, SAĞLIK SORUNLARI, TRAFİK KAZALARI, İNSAN HAKLARI İHLALLERİ, CEHALET, DİNLER ARASI SAVAŞ, IRKLARARASI SAVAŞ, MİLLETLER ARASI SAVAŞ, YÖNETENLER VE YÖNETİLENLER ARASI SAVAŞ,
DEHŞET, KAN, VAHŞET, KORKU VE BÜYÜMEKTE OLAN ÇOCUKLAR, GENÇLER..

DİĞER YÜZDE, UZAY YÜRÜYÜŞLERİ, LAZERLER, BİLGİSAYARLAR

DÜNYANIN HER YERİNİ EVİMİZE GETİREN CANLI T.V. YAYINLARI.
SANAL BEBEKLER, UZAKTAN KUMANDALI OYUNCAKLAR
CEP TELEFONLARI, GÖRÜNTÜLÜ TELEFONLAR
DÜNYANIN  HER BÖLGESİNDEKİ YİYECEKLERE ULAŞABİLME ŞANSI
BİNBİR ÇEŞİT SPOR ETKİNLİĞİ, HARİKA MÜZİKLER, DANSLAR
GÜZELLİK SALONLARI, KOZMETİK HARİKALARI, ŞIK GİYSİLER
BELGESELLER, DÜNYANIN HERYERİNDEKİ BİLGİYE ULAŞMA ŞANSI
MUHTEŞEM KİTAPLAR, OLAĞANÜSTÜ FİLMLER, BİLGİSAYAR OYUNLARI
ÇİÇEKLER, KUŞLAR, BALIKLAR, TÜM GÖRKEMİYLE DOĞA, SEYAHATLER
KREDİ KARTLARI, ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ, ÇOCUK BAYRAMLARI, DÜNYA ÇOCUK GÜNLERİ, ÇOCUK HAKLARINDAN SÖZ EDEN YETİŞKİNLER
DEMOKRATİK AİLELER VE OKULLAR, İNSANCA YAŞAMA DÜŞLERİ daha NELER, NELER...

UMUT İSTEK  ARZU  UMUT, UMUT...  VE BÜYÜMEKTE OLAN ÇOCUKLAR , GENÇLER

Sanayi ötesi toplum, ya da BİLGİ TOPLUMU diye tanımlanan bu günkü uygarlığın iki yüzünün de  temelini BİLGİ oluşturmaktadır. Günümüzde BİLGİ akıl almaz  bir hızla değişmekte, çoğalmakta ve yayılmaktadır.Teknolojik gelişme bilgiye ulaşmayı son derece kolaylaştırmıştır. Teknoloji: Aile yaşamı, cinsellik, din, kültür, politika, iş dünyası, toplumun geleneksel değerleri, ahlak, sanat ve sporda etkisini göstermiştir.
Bu günkü uygarlık bireyi sosyal boyutta gittikçe artan bir dozda yalnızlaştırmaktadır. Son yıllardaki çok hızlı değişim; yetişkinleri şaşırtmış, sistemleri karıştırmış, gittikçe artan psikolojik rahatsızlıklara ve değer sapmalarına uğratmıştır.
Hemen her kesimdeki yetişkin dünyası hem kendi adlarına, hem de çocuklarının gelecekleri adına kaygılar içindedir. Herkes bilmektedir ki günümüz uygarlığı, niteliksiz kişileri, işsizliğe, açlığa, bunalımlara, uyuşturucuya, mahkum etmiştir.
Bilgi toplumunda üretim ile eğitim arasındaki ilişki çağlar boyu hiç olmadığı kadar önem kazanmıştır. Çocuk eğitimiyle uğraşan herkes; bu süreçte eğitim kavramını, felsefesini, ilkelerini, yöntemlerini yenilemek ve geliştirmek zorundadır. Ülkemizde eğitim politikasını yapanlar, eğitim çalışanları, politikacılar, sanatçılar, bilim insanları, öğretmenler, doktorlar, anneler, babalar toplumun her kesimindeki sivil toplum, birbiriyle etkileşimli bir şekilde eğitimi DOGMA ve EZBER felsefesinden kurtarmalıdır. Hızla değişen dünyamızda YENİLİK ; RASTLANTI YA DA KİŞİSEL ÇABALARLA SEZGİ YA DA DEHADAN DEĞİL,  SİSTEMATİK ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME ÇABALARIYLA GERÇEKLEŞİYOR.

Orhan Çaplı’nın çok katıldığım tanımına göre, EĞİTİM’Yeni bir YÜREK,yeni  bir BEYİN,yeni bir DÜŞÜNCE ve DAVRANIŞLAR BÜTÜNÜ oluşturmak için yapılan işlerin tümüdür.’

BİLGİ  TOPLUMUNDA  EĞİTİMİN  AMACI.
   BİREYDE:
  • Düşünen, araştıran, inceleyen, kuşku duyan.
  • Kendini ve çevresini sorgulayan, eleştiren.
  • Kendisinin ve çevresinin sorunlarına çözüm arayan.
  • Yaşadığı günden tat alırken, geçmişi değerlendirebilen ve geleceği öngörebilen.
  • Bir iş üzerinde yoğunlaşabilen, başladığı işi bitirebilen.
  • Kendi yetenek ve sınırlarının ayırımında olan ama, bu sınırları zorlayan.Kendini sürekli yenileyen, zorda olsa bu konuda tutarlı davranabilen.
  • Tükettiğinden çok üreten.
  • Kendi k kararlarını verebilen.Kararlarının sonuçlarına katlanabilen.
  • Katılımcı ve paylaşımcı, ama özerk kişilikli.
  •  
  • Sevgiyi hissedebilen ve hissettirebilen.
  • Önyargısız.
  • Özdenetimli.
  • Özgüvenli ama işbirlikçi.
  • Çevresindeki olaylara mizahla yaklaşabilen.
  • Olaylar karşısında “Neden-Sonuç ilişkileri” kurabilen.
  • Anadiline hakim.
  • Yabancı diller bilen ve o dillerde de düşünebilen.
  • Cinsel kimliğinin bilincinde ve hoşnut.
  • Sorun çözme becerisi gelişmiş.
  • DİSİPLİNİ : anlamadığı katı kurallara uymak ya da uydurmak değil, sistematik çalışmanın ve toplu yaşamın bir gereği olarak algılayan ve algılatan.
  • Sürekli merak eden, bir kişilik yapısı gerçekleştirerek,
    
KİŞİSEL, AİLEVİ, TOPLUMSAL, ULUSAL, ve EVRENSEL olarak ÖZGÜR BİR RUHLA, ama KATILIMCI ve SİSTEMATİK BİR DÜŞÜNCE YAPISIYLA günlük hayattan gerekli bilgileri alarak  YAŞAM BECERİSİ GELİŞTİRMEK tir.

  NE   YAPMALIYIZ? NEREDEN  BAŞLAMALIYIZ?
    
İLK ADIM
Kendilerini  “ BÜYÜKLER” olarak tanımlayan yetişkin bireylerin;
  • Değişen dünyanın, değişen koşullarını fark etmeleri.
  • Eğitimin anne karnından  ölüme kadar süren , bir süreç olduğunun bilincinde olmaları.Ancak çocuk ve gençlerin kişilik yapılanmasında en önemli sürecin TEMEL
EĞİTİM ÇAĞI dediğimiz, okul öncesi ve ilköğretim süreci olduğunu bilmeleri.
·         Eğitimden yalnızca okul ve öğretmenlerin değil, öncelikle ANNE VE BABALARIN olmak üzere, toplumun tüm yetişkin bireylerinin ve kurumlarının sorumlu olduğunun bilincinde olmaları.
·         Ezbere dayalı ve dogmatik düşüncelerin yerine yirmi birinci yüzyılın, düşünme biçimlerine (izafiyet(Rolativite), kuantum mekaniği, kaos ve karmaşıklık ) yatkınlaşmaları.Alışılmıştan kaçınmaları.
·         Kestirimlerden vazgeçip , olasılıklara göre düşünebilmeleri.
·         Değişen durumlara göre yeniden düzenlenebilecek yapılanmalar oluşturulmasının
dönüşümün ön koşulu olduğunu unutmamaları.
  • Beyinlerinin yapısını yeniden kurarken , kendi düşüncelerini başkalarının düşünceleriyle çok yönlü ve kapsamlı bir biçimde İLİŞKİLENDİREREK yeni esnek büyük beyinler yaratmaya çabalamaları.
  • HER KOŞULDA  ÖNYARGISIZ DAVRANMAYI ÖĞRENMELERİ.
  • İnsandaki mucizevi ÖĞRENME POTANSİYELİNE ve ENERJİSİNE saygı duymaları. Çocuk ve gençlerde bu potansiyelin yetişkinlerinkinden ÇOK fazla olduğunu bilmeleri.
  • Her çocuğun ÖĞRENME PROFİLİNİN farklı olduğunun bilincinde olmaları.
  • Okulları ve evleri; çocukla birlikte öğrenilen ÖĞRENME ORTAMLARI olarak algılamaları. Anne , baba ve öğretmenlerin, kendilerini, çocuğun “ÖĞRENME  ORTAĞI” olarak algılamaları.
  • Çocuğu tanıma, anlama, kabul etme ve geliştirme işinin yetişkinlere ait bir sorumluluk olduğunu bilmeleri.
  • Evde ve okulda ETKİN ÖĞRENME strateji, yöntem ve tekniklerini öğrenmeleri.Üstlerine düşeni işbirliği içinde çocuk için yapabilmeleri.
  • Evin, sokağın, alışveriş merkezinin, televizyonun, internetin , kitapların, oyuncakların, filmlerin,v.b. çocuğun çevresindeki her nesnenin, her olayın, okul kadar, hatta bazı durumlarda daha etkin bir eğitim aracı olduğunun farkında olmaları.
  • Eğitimde insanın hem ARAÇ, hem AMAÇ olduğunu unutmamaları.
  • Kadere ya da geçmişe söylenmeyi bırakarak, değişimden korkmadan, hissederek, düşünerek, ve üreterek önce kendi yaşamlarını, sonra çocuklarının yaşamlarını akıl ve sevgi ile yönlendirme çabasını göstermeleri.
  • Yüzyılımızın çocuk kültürünü tanımaya çaba harcamaları.
  • Çocuk eğitiminde bütün bilimlerin işbirliğini ve amaca uygun paralelliğini sağlamaları.
  • Çocukların ve gençlerin önünde bu günün sahip olduğu tüm güzellik ve çirkinliklerde payları olan modeller olduklarını unutmamaları.
  • Zamanı iyi yönetmeyi öğrenmeleri.(Çocuklar çok hızlı büyür...)
  • Tüm mutlak doğrularını yeniden gözden geçirmeleri.
  • Her yerde, HEMEN şimdi çocuklara ve gençlere; “Öğrenme sorumluluğu sizin, bunun için ortam hazırlama sorumluluğu bizimdir, haydi” diyebilecek duyarlılığa sahip olmaları GEREKMEKTEDİR.
 İKİNCİ ADIM

 BİLGİ TOPLUMUNUN EĞİTİM MODELİ ÇOCUĞA NE KAZANDIRMALI?
Yirmi birinci yüzyılın iki yüzüyle tanışan ve içinde büyüyen çocuklarımızı
geleceğe  hazırlarken, kazanmalarını beklediğimiz BEŞ  TEMEL BECERİ
vardır.Okulların toplumsal fonksiyonu, ailelerle işbirliği içinde bu temel becerileri
kazandırabilmek olmalıdır.
1-ÖĞRENMEYİ  ÖĞRENME BECERİSİ
Öğrenme işlemi:
        KARŞILAŞTIRMA
        SINIFLANDIRMA
        TÜME VARIM-TÜMDEN GELİM
        HATA ANALİZİ
        DELİL TOPLAMA
        SOYUTLAMA
        PERSPEKTİF ANALİZİ
        KARAR VERME
        SORUŞTURMA
        DENEYSEL SORGULAMA
        BULUŞÇULUK 
Boyutlarıyla, insandaki düşünme mekanizmasının çalıştırılmasına bağlı, birbiriyle etkileşimli KOMPLEKS bir sistemdir.
Bunlar Aktif öğrenme, işbirliğine dayalı öğrenme, öğrenci merkezli çalışmalar üretme v.b.strateji, yöntem ve tekniklerle öğrenciye kazandırılmalıdır.
Çağımızda “Bilgili olmak”, tek başına değerini yitirmiştir.Değerli olan BİLGİYİ
BİLGİNİN İÇİNE KATARAK YENİDEN ÜRETEBİLMEKTİR.
Yani ÖĞRENME BECERİSİNİ yaşam boyu süren bir davranış biçimi haline getirebilmektir.

2- DÜŞÜNMEYİ ÖĞRENME  BECERİSİ 
Düşünme İşlemi:
       HAM BİLGİYİ BELLEKTE TUTMA
       BİLGİYİ ANLAMA
       BİLGİYİ YENİDEN DÜZENLEYİP, BİRLEŞTİRME
       BİLGİNİN ÖNEMİNİ, YETERLİLİĞİNİ, GEÇERLİLİĞİNİ,   İLİŞKİLERİNİ ALGILAYABİLME VE DEĞERLENDİREBİLME.  
       BİLİNEN BİLGİLERİ, BİLİNMEYEN DURUMLAR HAKKINDA
SONUÇ ELDE EDEBİLMEK İÇİN UYGULAYABİLME boyutlarını kapsar.BİLGİ , kendisi de katma değer yaratan bir üretim faktörüdür.Bilginin üretimi, dağıtımı, kullanımı, paylaşımı ancak düşünme eylemiyle oluşur.Hangi bilgi  NİÇİN?, NEREDE?, NASIL?, NE ZAMAN?, KİME VE NEYE GÖRE? kullanılacaktır.Düşünme işlemini bütünsel bir biçimde gerçekleştiremeyen zihinler, dogmalara ve ezbere mahkum olurlar.
Bilimlerin ilerlemesi yüzyıllardır sorular ve verilen yanıtları sorgulayarak gerçekleşmiştir.SORULAR DÜŞÜNCE UYARISI ŞEKLİNDE ÜRETİLMELİ ve yalnızca sınavlara endeksli sorulmaması gerekmektedir.Konfüçyüs’ün dediği gibi
“ BİR ŞEYİ BİLDİĞİNİZDE, ONU BİLDİĞİNİZİN FARKINDA OLMANIZ,
BİR ŞEYİ BİLMEDİĞİNİZDE, ONU BİLMEDİĞİNİZİN FARKINDA OLMANIZ.
BUNA BİLGİ DENİR.” 
İnsan bilmediği şeyi öğrenmek için bile DÜŞÜNMEK zorundadır.

3-SORUN  ÇÖZME BECERİSİ
Sorun çözme işlemi:
           SORUNU FARK ETME
           TANIMLAMA
           GÖRÜNEN İLE KAYNAĞINI AYIRD EDEBİLME
           OLASI ÇÖZÜMLER ÜRETME(Alternatifli düşünebilme)
           UYGUN ÇÖZÜMÜ SEÇEBİLME
           SEÇİLEN ÇÖZÜM İÇİN GEREKLİ BİLGİLERİ   TOPLAYABİLME ve PLANLAYABİLME
           UYGULAMA
           DEĞERLENDİRME
           GEREKİRSE DÜZELTME ve yeniden DEĞERLENDİRME
Aşamalarını kapsar.Bir yüzü sorunlarla kaplı dünyamızda, her an, her gün karşısına çıkabilecek bireysel toplumsal sorunlara karşı; hazırlıklı, etkin, girişimci ve yaratıcı birey, SORUN ÇÖZME BECERİSİ kazanma eğitimini sistematik bir biçimde alabilmiş bireydir.Günümüzde; sorunlarını başkalarına havale etmek yerine sahiplenen , çözebilen bireyler ve toplumlar ayakta kalabileceklerdir.

4-SORGULAMA  ARAŞTIRMA TEKNİKLERİNİ

     KULLANABİLME  BECERİSİ

 NE  sonsuzdur.Ve hiçbir insan bütün “NE” lerin cevabını bilemez.Değerli ve önemli olan ihtiyaca uygun bilgiyi , ihtiyaca cevap verebilecek biçimde edinip, kullanabilmektir.HANGİ BİLGİYİ NEREDE? NE ZAMAN? HANGİ
YOLLARLA BULABİLİRİM.? Stratejisi  çocuklara anaokullarından başlayarak
sistemli bir biçimde, evde ve okulda verilebilmelidir.Bilgiye ulaşmayı öğrenmenin yanı
sıra DEĞERLENDİRME tekniklerinin de kavratılması gerekmektedir.
Bilgiye erişim için okullarda tüm TEKNOLOJİK olanakların öğrenciye sunulması ve
kullanımının kavratılması ön koşuldur.Böylece ARAŞTIRAN, SORGULAYAN,
SÜREKLİ ÖĞRENEN, YARATAN, bireylerin eğitimi başarılabilir.

5- SAĞLIKLI  İLETİŞİM  KURMA BECERİSİ

Kişiler arasındaki DÜŞÜNCE ve DUYGU alışverişinin (İLETİŞİM) sağlıklı gelişmesi:

     FARKINDALIK
     DİL GELİŞİMİ
     SES TONUNU ve HIZINI DOĞRU KULLANMA
     BEDEN DİLİNİ UYGUN KULLANMA
     MEKAN ve ARAÇLARI AMACA UYGUN HALE GETİRME
     EMPATİ
     KENDİ ÖZBENLİĞİNİ TANIMA,
     ÖZGÜVEN
     ÖZDENETİM
     KARARLILIK ve TUTARLILIK
     CESARET ve GİRİŞİMCİLİK (ATILGANLIK)
     SORUN ÇÖZEBİLME
     EKİP BİLİNCİ
 Boyutlarında alınan eğitimle ilintilidir.Pek çok strateji, yöntem ve teknikle
kazanılabilen bir beceridir.DEMOKRATİK  YARATICI  KİŞİLİK GELİŞİMİNİN
ön koşuludur.
BİLGİ  TOPLUMUNUN  OKULU TOPLUMSAL BİR SİSTEMDİR.
ÖĞRENEN  OKULUN  GERÇEK SAHİBİ
ÖĞRENCİLER  ve ÖĞRETMENLERDİR.
Yöneticiler, kurucular, veliler, diğer görevliler bu sistemin yapı taşlarıdır.
Okul sisteminin bütün parçaları, “HER ÇOCUK AYRI BİR DÜNYADIR”

Felsefesiyle, ONU TANIMAK, ONUN DÜNYASINI KEŞFETMEK VE ONU, DOĞAL
YETİLERİNE UYGUN BİR BİÇİMDE GELİŞTİRMEK ; YETİŞKİNLERİN
GÖREVİDİR “bilinciyle, aynı DEĞERLERLE,
            aynı AMAÇLAR için,
            aynı İLKELERLE,
            değişen dünyaya uygun , değişebilir KURALLARLA,
            SICAK BİR OKUL İKLİMİNDE,
            DEMOKRATİK BİR TAVIRLA,
            İLETİŞİMLİ,
            ÖĞRENME ORTAKLIĞINI SÜRDÜREREK,
            HAK VE GÖREVLERİNİN FARKINDA,
            EKİP BİLİNCİYLE VE SORUMLULUKLA,
ÇALIŞARAK,  BİRLİKTE ÜRETEBİLMELİDİR.
       BİLGİ TOPLUMUNUN OKULUNDA;
  • Tüm bilimlerin eğitime olan katkısı iyi izlenmeli ve çocuk gelişimi için uygun yöntemlerle kullanılmalıdır.

  • Her öğrencinin zeka alanı “Çoklu zeka kuramına “ uygun yöntemlerle tanınmalı, öğrenme tarzı, ilgi ve sorun alanları fark edilerek ÖĞRENCİ PROFİLİ  çıkarılmalıdır.

  • Bedensel, bilişsel, duygusal, sosyal, dilsel gelişim boyutlarının yaş grubu özellikleri, öğretmen ve velilerce öğrenilmeli, beklentiler ve programlar buna uygun hazırlanmalıdır.

  • Öğrencilere, yönelik “DUYGUSAL ZEKA” geliştirme programları hazırlanarak, olumsuz duygularla baş edebilme yöntemleri öğretilmelidir.

  • Psikolojik Danışma ve Rehberlik bölümleri her çocuğa hizmet verebilecek sayıda uzmanla, öğretmen, ve aile ile işbirlikli çalışmalıdır.GELİŞİMSEL REHBERLİK ANLAYIŞI okullarımıza yerleşmelidir.

  • Her çocuğun kişilik oluşum analizleri (Bedensel, bilişsel, sosyal, duygusal, dilsel ve cinsel kimlik boyutlarında) yapılmalı, ona uygun GELİŞİM EYLEM PLANLARI çıkarılmalıdır.

  • Çocuk gelişimi ve çağdaş çocuk kültürüyle ilgili temel bilgiler, yaklaşımlar ve bazı yöntemler velilere öğretilmelidir. Aileler okulun tek başına mucize yaratamayacağına inandırılmalı ve katılımları sağlanmalıdır.

  • Okullar, öğretmenlerin ve öğrencilerin kendilerini ilgilendiren kararlarda oy haklarının olabileceği biçimde demokratik bir anlayış ve yaklaşıma uygun yöntemlerle yönetilmelidir.

Milli eğitimle ilgili her kademedeki yöneticiler, toplumsal, bilimsel ve bireysel değişimleri dikkatli incelemeli, vakit geçirmeden çağdaş parametrelere uygun önlemler alabilmelidir.Yöneticiler ve eğitimciler öngörü becerisi edinmelidir.Bu günü yaratırken; yarının getirebileceği olasılıklara bireysel ve toplumsal boyutta hazır olabilmelidir.

Okulların değişik uzmanlık alanlarında danışman kurulları oluşturulmalıdır.

Teknolojik gelişme tüm araç ve gereçleriyle öğrencinin ve öğretmenin hizmetine sunulmalıdır.(Bilgisayar, tepegöz, gelişmiş laboratuarlar v.b.)

·         Okulların mimari yapısı “ÖĞRENCİNİN ORADA OLMAK İSTEMESİ” duygusunu oluşturabilecek biçimde düzenlenmelidir.Çocuğun kendisini DOĞA’nın bir parçası gibi hissetmesine uygun açık alanlar yaratılmalı.,(Hayvanat bahçeleri, fidanlıklar örneklerinde olduğu gibi) Doğadaki diğer canlılarla ilişkiler, doğadan yararlanma yolları (Tarım bahçeleri uygulamalarında olduğu gibi) okul yaşamı içinde öğrencinin yaşamına katılarak benimsetilmelidir.

·         Destek yetişkinlerle yönlendirilebilecek EĞİTSEL KOL ÇALIŞMALARI mutlaka okul yaşamında gerçek amaçlarına uygun bir biçimde yapılandırılmalıdır.

·         Demokratik kişilik oluşumunun yapılanmasında temel yetilerden olan SEÇME ve SEÇİLME becerisi, SEÇTİĞİNİN SONUÇLARINA KATLANMA oluşumu eğitsel kol çalışmalarıyla çocuk ve genç kişiliğine yerleştirilebilmelidir.

·         İstediği alanda kendisini geliştirme ve hobi edinme olanağı sağlayan klupler okullarda işlerlik kazanmalıdır.

·         Evrensel ve Ulusal önemli günler ve haftalar amacına uygun, bir biçimde her çocuğun katılımıyla değerlendirilerek kutlanmalıdır.

·         Özellikle anaokullarında ve ilköğretimin birinci kademesinde OYUN un öğrenmedeki önemi fark edilmeli ve bir yöntem olarak algılanarak, yalnızca kısa teneffüslerde izin verilen bir etkinlik olmaktan çıkarılmalı¸  derslerden, yetişkin eğitimine, kadar okul yaşamının her alanına katılmalıdır.

·         Ana dilimizin zenginliği ve güzelliğinin mevcut dil kirlenmesine karşı gerçekçi önlemlerle öne çıkması için ACİL EĞİTİM PROGRAMLARI oluşturulmalı ve eylem planları yapılarak okul yaşamlarına geçirilmelidir. Gündelik yaşamdaki ve kitaplardaki her sözcüğü öğrencinin bilerek , anlayarak öğrenmesi sağlanmalıdır.                 
·         Eğitimde,UNUTULMAMASI GEREKEN YAŞAMDA GEREKLİ BÜTÜN  BECERİLERİN DİL GELİŞİMİYLE OLAN İLGİSİDİR. Ancak Anadilini doğru, anlamlı, yerinde ifade edebilen bireyler düşünme, öğrenme, iletişim kurma, araştırma, sorgulama ve sorun çözme. becerilerini geliştirebilirler.Çağın gerektirdiği evrensel birey olabilmenin yolu günümüzde en az iki YABANCI  DİL  öğrenmekten ve öğrenilen dilin kültürünü tanımaktan geçmektedir.Bilgi toplumunun okulu yabancı dil öğretimine değer vermek zorundadır.

·         SANAT, AKIL VE DUYGULARIN EĞİTİMİ AÇISINDAN; BİLİNCİN BÜTÜN MEKANIZMALARININ AÇILIP ÇALIŞMASININ EN ETKİLİ ARACIDIR.Bilgi toplumunun okulu , sanatın her dalında öğrencilere tanıma, uygulama ve yaratma ortamlarını hazırlayabilmelidir.
·         SPOR bütün dallarıyla bireyin yalnızca bedensel gelişimini değil, tüm boyutlarda sağlıklı gelişmesini oluşturarak; yaşam karşısındaki direncini ve istencini çoğaltır.Okullar fiziksel ve programsal yapılandırılmalarında sporu gündelik yaşamın bir alışkanlığına çevirebilecek eğitim sistemine kavuşmalıdır.

·         Ödev, proje, sınav ve benzeri ölçme değerlendirme çalışmaları, yalnızca Anadolu Liseleri ve Üniversite Sınavlarına endeksli, çoktan seçmeli sınavlar olmaktan çıkartılmalı; çağın gerektirdiği Çocuğa göre, yaratıcılığa fırsat veren, ezberden uzak yöntemlerle yapılmalıdır.Unutulmaması gereken;
·         Öğrenmenin ihtiyaç halinde içselleşerek kalıcı olduğudur. Ve duyduklarımızın unutulduğu, gördüklerimizin ancak hatırlanabildiği, ama uyguladıklarımızın öğrenildiğidir.YAPARAK YAŞAYARAK ÖĞRENME yöntemleri özellikle temel eğitim çağında yaşam boyu öğrenme merakına sahip bireylerin eğitimini sağlar. Dünyamızın hızlı değişimine ancak yaşam boyu öğrenme merakına sahip bireyler uyum sağlayabilmektedirler.

·         Bilgi toplumunun okulu, çocuğun ilk öğretmeninin annesi ve babası olduğunu göz ardı etmeden, sürekli ve sistemli bir biçimde veli ilişkilerini düzenlemek zorundadır.Periyodik aile toplantıları(Öğrencinin bireysel gelişimi hk.da), ev ziyaretleri, veliye yönelik eğitim söyleşileri,Okuldan haberleri içeren bültenler gönderme, Ünite geceleri, yıl sonu gösterileri, şenlikler, toplu geziler bu çalışmaların bazılarındandır.

·         Veli okul sisteminin, ayrılmaz ve okul eğitimine dolaylı katkısı olan bir parçasıdır., OKUL AİLE BİRLİKLERİ ve OKUL KORUMA DERNEKLERİ  sistem içindeki veli hak ve görevlerini yasalarla belirlemiştir.Okullar bu örgütlerin yönetmeliklere uygun ve demokratik bir özerklikle çalışmasına uygun ortamları hazırlamak durumundadır.

TÜM GÜZELLİKLER DÜNYAYA GELEN HER ÇOCUĞUN EN DOĞAL HAKKIDIR. BİLGİ TOPLUMUNUN YETİŞKİNLERİ:

AKILDAN AKILA BİLGİYİ,

YÜREKTEN YÜREĞE SEVGİYİ

ELDEN ELE ENERJİYİ AKTARARAK
    
ÇOCUKLAR İÇİN DÜNYANIN TÜM YÜZÜNÜ GÜLDÜRMELİDİR.

                        
Nevzat Süer Sezgin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder